Severity: Notice
Message: Only variable references should be returned by reference
Filename: core/Common.php
Line Number: 257
ZAMAN
Anlatma esasına bağlı edebi eserlerde karşımıza çıkan ilk önemli nokta eserin itibari olmasıdır. Eser itibari olduğu için yani olaylar gerçekte olmayıp da olmuş gibi gösterildiği için, zaman kavramının da bu kurmacılığa uyması gerekir. Eser, öncelikle belli bir süre içerisinde oluşturulur ve daha sonra belli bir süre içerisinde okuyucu tarafından anlamlandırılır. Eserin, sanatçı tarafından yazıldığı sürenin itibarilikle bir ilgisi yoktur. Aynı şekilde eserin okunma zamanı da itibari değildir ve takvim, saat ölçüleriyle saptanacak cinstendir. Değindiğimizi iki zaman kavramı da kronolojik bir özellik gösterip kurmaca değildir. Asıl konumuz olan vaka ve anlatma zamanı ise diğer iki türden tamamen ayrılır. Her ikisi de itibari olup bilinene zaman kavramından ayrı durmaktadır. Konuyu pekiştirecek olursak Tanzimat Fermanı’nın ilanını anlatacak olan bir sanatçı 1839 yılında cereyan eden bir vakayı 1990 yılında öğrenmiş ve 2002 yılında da bu vakayı anlatmış olabilir. Burada vaka zamanı 1839’dur. Anlatma zamanı ise gördüğümüz gibi 2002 yılıdır. Özetleyecek olursak metin üç ayrı zaman özelliğiyle karşımıza çıkmaktadır. “Birincisi itibari vakanın meydana geldiği süre, ikincisi itibari bir varlık olana anlatıcının onu öğrenmesi ve anlatması için geçen müddet, üçüncüsü ise yazarın bunları kaleme aldığı zaman dilimidir” (3).
Zaman konusunda, vaka zincirlerini oluşturan metin ve anlam birliklerinin zaman açısından incelenmesinde bazı zorluklar görülür. Bu zorluklar; öncelikle farklı zaman dilimleri arasındaki ilişkilerin incelenmesiyle görülür. Bu ilişkilerin anlatma zamanı içine monte edilme yöntemlerini incelemek de ayrıca bir zorluktur. Bu çalışmalar yapılırken anlatıcının edebi ve şahsi kimliği, bilgiye ulaştığı kaynaklar, anlatmaya çalıştığı vaka karşısındaki tavır ve tutumları göz ardı edilmemelidir.